Kelkit Çayı Derneği Doğu Türkistanlı Türkleri Unutmadı

11 Ocak Pazar günü Kelkit Çayı Eğitim Kültür ve Yardımlaşma Derneği ‘nin Gençlik ve Spor Bakanlığı ’nca kabul edilen “ Kelkit Gençleri Ülke İçin El Ele” projesi kapsamında Gençlik Merkezi ‘nde Proje Koordinatörü Kamil ALTINTAŞ tarafından“Doğu Türkistan ‘da Yaşanan İnsanlık Dramı” konulu seminer verildi.

Kelkit 11.01.2015, 22:24 11.01.2015, 22:51

Kelkit Çayı Derneği Doğu Türkistanlı Türkleri Unutmadı

Seminere liseli öğrenciler katıldı. Altıntaş, seminer vesilesiyle gençleri, farklı coğrafyalarda yaşayan dindaş ve soydaşlarımızın varlığından haberdar etmek istediklerini belirtti.

Seminerden kesitler: “İlim Çin ‘de de olsa gidiniz ve alınız.” Hadis-i şerifine nispeten biz de diyoruz ki:Zulüm, Çin ‘de de olsa gidiniz ve durdurunuz!..

1 Ekim 1949 ‘da Çin Halk Cumhuriyeti ‘nin kurulmasıyla birlikte Doğu Türkistan ‘a yapılan zulümler Çin Halk Cumhuriyeti tarafından adeta devlet politikası haline dönüşmüştür. O yıllardan beri sistemli ve planlı bir şekilde Doğu Türkistan ‘lı Müslüman Uygur Türkleri ‘ne dinî, iktisadî, ruhî ve içtimaî alanlarda baskı yapılmaktadır. Dinî baskı had safhadadır. Buna misal vermek için maziye gitmeye lüzum yok! 1 Ocak 2015 tarihinden itibaren Çin tarafından Doğu Türkistan ‘lı Müslümanlara konan yasaklar şöyle:

1) Kamu kurum ve kuruluşlarında namaz kılmak yasaktır.

2) Kamu kurum ve kuruluşlarında başörtüsü takmak yasaktır.

3) Dini kıyafetler ile sokakta dolaşmak yasaktır.

4) Kadınların ve 18 yaşından küçüklerin camiye gitmesi yasaktır.

5) Ramazan ayında devlet memurlarının ve öğrencilerin oruç tutması yasaktır.

İktisadî açıdan Doğu Türkistan ‘ın maruz kaldığı zulme baktığımız zaman aslında Çin ve küresel güçlerin gözünü neden Doğu Türkistan ‘a diktiğini daha iyi anlıyoruz. Doğu Türkistan, yer altı kaynakları bakımında bölgenin en zengin madenlerine sahiptir. Şu ana kadar bölgede tespit edilen maden sayısı 118 dir. Bu madenlerden en değerlilerini şöyle sıralayabiliriz: Uranyum, altın, gümüş, pırlanta, krom, demir, taş pamuğu, mangan, bakır, silisyum, kurşun, kömür… Çin ‘in toplam kömür rezervinin 1/3 ‘ü Doğu Türkistan ‘dan çıkarılmaktadır. Bu madenlerin bir kısmı Çin ‘in kontrolünde olan fabrikalarda işlenmekte ve geliri Çin ‘e aktarılmaktadır. Büyük bir kısmı da demiryolu vasıtasıyla işlenmek üzere trenle Çin ‘in iç kesimlerine taşınmaktadır. Çin ‘in bu sömürüyü gerçekleştirirken bölge halkını fakir bıraktığını söylemeye ne hacet!

Uygur Türkleri yoğun bir şekilde psikolojik baskıya maruz bırakılmaktadır. Şöyle ki: Uygur okullarında Uygur dili ile eğitim vermek yasaktır. Camilerde mihrabın hemen üstüne çin bayrağı asmak mecburidir. Camilere kadınların ve 18 yaşından küçüklerin girmesi yasaktır.(Bu yasağı uygulayabilmek için camilerin girişinde görevli Çin polisleri mevcuttur.) Bugün aynı zulme biz maruz kalarak, işgalci polislerin yüksek(!) müsaadesiyle Allah ‘ın evi camiye ancak girebilsek, bu durumun ruh kalelerimize ne kadar tahribat vereceğini siz hesap edin! Aynı zulme biz maruz kalsak, Sütçü İmam misali “Koy postanı, çek çileni!” der ve terörist yaftası yemeyi çoktan kabullenirdik. “Biz olsak böyle yaparız…” diyoruz ya, Doğu Türkistan ‘lı yiğit Uygurlar da farklı bir şey yapmıyor hani. Ve malum yafta ile yaftalanıyorlar: Terörist!..

***

Altıntaş, proje kapsamında her hafta gençlik merkezinde seminer düzenlendiğini belirtti.