HALK ADAMI OLMAK

Kültürel birikimin olmayışı içinde seçimsizliği barındırır.  Belirleyici ayrıcalık kültürel ve evrensel birikimle olursa toplum rahat eder.Devlet kurumlarında hizmet anlayışı değil, “yaptırabilme erki” tahakkümü alıp yürürse ne olur? Öncelikle Mülki İdare Amiri işini yapamaz, değil mi?                                                 
Gümüşhane üst yönetim anlayışına sahip ve de entelektüel birikimle düşünceyi yürütmeye çaba gösterenlerin belirleyici etken olmasını hak ediyor.Gümüşhane Valisi Yusuf Mayda’yı, ne kadar geriye gitse sorun çıkmaz sıkıntısından kurtarıp, “yapabilme erki” tahakkümünden ziyade, Sayın Vali Yusuf Mayda’nın derin bilgi ve üst hizmet anlayışını hayata geçirmesinin önünü açmak, Gümüşhane için kazanım olur. Müteahhidin yağızıyla muhtarı sınır dayatıp geçit bulacak diye içinde sadece baskıyı barındıran, rastlantıların olduğu seçimsizlikse eşitlik ve adaleti yok eder.                        
Gümüşhane’de bazı kurum yöneticileri yurttaşın temel haklarını kısıtlayıp, geçit vermeyerek seçeneksiz sığ boşluklar yaratmakta çok ilerdeler.  Gümüşhane İl Özel İdare Müdürlüğü’nde işler, bey bacanak, ahbap çavuş, bir ayağı havada, iki tarafın sağırlar diyalogunda pay edilirken o arada olan hizmet bekleyene oluyor. Halk adamı koltuğunu doldurmak başka, halk adamı koltuğunda sadece oturmak daha başka karşılıkları içerir. Hizmet vaat ederek yetki devriyle koltuğa çöktükten sonra, “yapabilme erki” tahakkümünün sokak sözcülüğüne soyunanlar halkın vicdanının terazisinde er ya da geç tartılırlar.Gazi Mustafa Kemal Atatürk, “Köylü milletin efendisidir” dedi. Efendi deyip başımıza geçirdik. Meğer başımıza geçen milletin efendisi köylü değil, başımıza çuval geçirmekten beter edenler.                                                                                                          Gümüşhane İl Özel İdare Müdürlüğü’nde işler bey bacanak, ahbap çavuş bir ayağı havada, oh! ne ala memleket. Ama yandaş değilseniz, milleti birbirine didiştirip durumu mevzuatın yasasına yaslayıp sizinle zorlukları yarıştırır efendiler. Aklınızı korumazsanız kendinizi kaybetmeye zemin hazırdır.Emir-itaat yumağında bugün siyasilerden başka kimse konuşamaz, düşüncesini açıklayamaz hale geldi. Gelmedi mi?  Demokrasiyi içine sindiremeyen şahsiyetler halk adamı olabilir mi? Olursa ne olur? Saçınızdaki tel sayısı kadar dilekçe yazsanız da sonuç alamazsınız. Böylesi bir yazıyı ilk ve son kez yazmak isterdim.
Gümüşhane’de kimi kurum yöneticilerinin olacak işlere taş koyup, olmayacak işler içinse televizyonlara telefonla bağlanıp sermayenin para hareketlerine göre nasıl hafiyelik yaptıklarını izlemiş olmalısınız. Sermayenin korkunç sonuçları hakkı güce ezdirir.Sermaye-din siyaset kıskacında adalet derde deva değil derde ceza olur. Temel hakları teslim etmeyip engelleyenler er ya da geç halkın vicdanındaki terazide tartılırlar.Müteahhidin yağızıyla muhtarı sınır dayatıp geçit bulacak diye, “yaptırabilme erki” tahakkümü alıp yürürse, Mülki İdare Amiri görevini yapabilir mi? Gümüşhane Valisi Yusuf Mayda’yı, ne kadar geriye gitse sorun çıkmaz sıkıntısından kurtarıp, derin bilgi ve üst hizmet anlayışından faydalanmanın yolları bir an önce bulunmalıdır. Kararları verense karakterlerdir, iki taraf arasındaki sağırlar diyalogunun figüranları değil.

                                    Sevim Dabağ
                                                [email protected]