Onursal Başkan Patladı
Kaya Büyükbayraktar ve İdris Çimen’i Hedef Alan Akgül, Bilinmeyen Gerçekleri Açıkladı
Eski başkan Kaya Büyükbayraktar’ı Gümüşhanespor’un paralarını zimmetine geçirmek, kişisel hesaplarıyla kulüp yönetmek ve kulübüm çıkarlarını kendi çıkarlarının arkasında bırakmakla suçlayan onursal başkan Akgül, İdris Çimen’i de Gümüşhanelileri yerli ve yabancı diye ayırmakla suçladı. Başkan Akgül;”O bu kulüpte başkan olursa ben bu kulübe dönüp bakmam, Onursal başkanlıkta bile durmam” dedi.
Kongrede, 12 yıllık onursal başkanlığı sürecinin bir muhasebesini yapan AK Parti Gümüşhane Milletvekili ve Gümüşhanespor Onursal Başkanı Osman Akgül, Kaya Büyükbayraktar’ın ‘Açık ve şeffaflık’ söylemlerini kullandığını dile getirdiğini ancak, hiçbir şeyin açık ve şeffaf olarak yönetim kurulunun önüne gelmediğini, kulübün, yönetim kurulu adeta yok sayılarak 2 kişi tarafından yönetildiğini söyledi.
“Bir Çete Takımımızı Sabote Etti”
Gümüşhanespor’un 2016-2017 Futbol sezonunda şampiyonluğunun elinden alındığını kaydeden Akgül, “Ligin bitimine 5 maç kala Ankaragücü yine puan kaybetmişti ve ben Kastamonu deplasmanı öncesi yönetim kurulundaki arkadaşlarımı buraya topladım. Arkadaşlara, ‘bu takıma sahip çıkın bu takım kalan maçlarını kazandığı takdirde şampiyon olacaktır’ dedim. Ancak, kulüp başkanımız yoktu. Bir gün sonra Belediye Başkanımız kahvaltıya geldi, futbolcularla kahvaltısını yaptık. Bir sorununuz var mı diye sorduğumda hiçbir sorunumuz yok denildi. Öğleden sonra sporcularımıza antrenmanda baklava ikram etti, yine bir sorun yoktu. Çarşamba günü Sayın Valimizden bir ricada bulunarak, takımı motive açısından uğrarsanız biz bu sezon yarım kalan işimizi tamamlarız. Akşam kulübe geldiğimde kulüp o gün antrenmana çıkmamıştı. Kulüp Müdürüne takımın niye antrenmana çıkmadığını sorduğumda takımın primlerini almadığını söyledi. Maç başı alacakları olduğunu onun için de protesto etmek amacıyla antrenmana çıkmadılar. O anda kulübün futbolculara resmi olarak borcu yoktu. Sporcuların antrenmana çıkmama diye bir durumları olamazdı, çünkü prim yasal bir şey değildi. Maç başı alacakları kulüp müdürümüze resmi olarak iletilmedi. Kulüp Başkanına iletilip iletilmediğini sorduğumda, üç gündür telefonuna ulaşılmadığını söyledi. Gezi olaylarındaki bir durumla karşı karşıya olduğumuzu yönetim kurulu arkadaşlarıma söyledim. ‘Burada bir çete takımı sabote ediyor. Yapacağınız tek şey, bize güvenen kalacak, güvenmeyenler çantasını toplasın ve bunu kulüp başkanına iletin’ dedim. Böyle bir eylem Gümüşhanespor Kulübüne yapılacak en büyük ihanettir. Böyle bir şekilde şampiyon olmamız bu kulübün onursal başkanı olarak beni kesinlikle mutlu etmeyecektir. Burada en fazla primi futbolcular yapacaktır. Klasman atlayacaklar, kariyer yapacaklardır. Biz, kesinlikle kararlı davranacağız ve bunun gereğini yapacağız. Başkan Yardımcısı İsmet Çakmak’a böyle kritik bir süreçte Başkanın Gümüşhane’de olmamayı tercih ettiğini söyledim. Aldığımız kararı tebliğ ediyorsun ve kesinlikle bu sporcuları kovuyorsun. Takımın hocası çağrılıyor, yanlış anlaşılma olduğu belirtiliyor, ödemeler yapılıyor ve takım antrenmana çıkıyor. Referandum sürecinden sonra da ben Gümüşhane’den ayrılıyorum” diye konuştu.
“Bedel Ödetmesini İstedim”
Kaya Büyükbayraktar ile yaşadığı diyalogu aktaran Akgül, “Kaya Beye, bunun müsebbiplerini bulup, bunun bedelini ödeteceksin. Ben siyasetçiyim, bedel ödenecekse bedel ödemeye hazırım. Kesinlikle bu sporcular bu bedeli ödemeli dedim. Bu beşli hiçbir bedel ödemedi. Bu beşliyi ben tespit etmedim. Hocayı bir an önce kovuyorsun dedim. Hoca bir kez bana bu takımdaki problemden bana bahsetmedi. Sarıyer maçından önce hocayı Avrupa’ya seminere gönderiliyor ve sorduğumda, Sarıyer maçından sonra görevden alınacağı söyleniyor. Böyle sahipsiz bir kulüp olmaz” şeklinde konuştu.
“Geçtiğimiz Yıl Yapılan Kongre, Kurgulanmış Bir Kongreydi”
Geçtiğimiz yıl sezon sonu yapılan kongre sürecinde yaşananlarının arka planını da anlatan Akgül, “Kongre kurgulanmış bir kongreydi. Metin Şeker’e ‘Sen aday mısın’ dedim. ‘Evet, adayım. Bu kulübü kime bırakacağız’ dedi. Delegenin takdiridir, delegenin takdiri karşısında ben tavır koyamam. Delege seçerse başkan olursunuz, benim yapacağım tek şey yukarıdaki odamı boşaltır burayı terk ederim. Buna rağmen kulüp başkanlığı adaylığında ısrar etti. Onun aday olması ve benim tavrım karşısında bir hamle geliştirildi. Neticede kongreyi seçimle neticelendiremedik. Dernekler Müdürlüğünde görüştüğümüzde; ‘olağanüstü kongreler sonuç alınamazsa divana kalmaz, seçim olmadığı için eski yönetim görevine devam eder’ denildi. Eski yönetimle devam etmek zorunda kaldık” ifadelerini kullandı.
“Baba Oğul Şirketi Olduk”
İdris Çimen’in başkanlık süreci ve sonrasında şehirde; “Gümüşhanespor Kovluların takımı oldu” şayiası yayıldığını dile getiren Akgül, “Takımın şehrin takımı olduğunu, Gümüşhanelilerin bunu kabullenmesi gerektiğini düşünerek Kaya beye başkan olması yönünde teklifte bulundum ve Kaya Bey teklifimi kabul etti. Ancak gelinen noktada kulüp İstanbullulardan, Kovlulardan sonra baba-oğuldan oluşan bir şirket haline dönüştü. Kendisini ikaz ettim. Kentte bu dedikodu yayılıyor, bu takım zarar görüyor, çocuğunu bu kulüpten çek. Bana gönderdiği haber, beni seven, çocuğumu da sever. Ramada otelde yaptığımız toplantıda bu kadar pahalı oyuncağı iki çocuğun eline verme yetkimiz yok. Yönetim olarak bu kulübe sahip çıkacaksınız, bunların kulübe girişini yasaklıyorum, dedim. Netice öyle bir durum aldı ki, ben onursal başkanlıktan istifa etmek zorundayım. Onun üzerine Kaya Bey istifasını verdi” dedi.
“Kulüpte Birçok Usulsüzlük Gördüm”
Kaya Büyükbayraktar’ın istifası sonrası yaşananları da anlatan Akgül, “Kaya Bey istifasını verdikten sonra, bankadan kulübün ekstrelerini göndermelerini istedim. Bu kulübe ne kadar para girmiş, ne kadar para çıkmış, yalnızca bunu öğrenmek istiyordum. Banka tarafından dirençle karşılaştım. Milletvekilliğimi kullanarak bilgileri alınca birçok usulsüzlüğün yapıldığını gördüm. Yayın nedeniyle kanala 78 bin lira para ödendi. Alınan reklam geliri 114 bin lira, aradaki 36 bin liraya ilişkin kayıt bulunamadı. Kulübün bir kuruşluk hakkını korumak yönetimin görevidir. Ben Yönetim Kurulunu ekrandan izliyorum. Kaya Bey çekleri yazıyor, bir de bunları karar defterine borç olarak yazıyor. Şu çeklerden bir kuruş para kulübün kasasına girmişse bu çekleri ben ödemeyi taahhüt ediyorum. Bu paraların kulüp adına elden alındığını biliyorum. Ama bir kuruşu kulüp hesabına girmemiştir. Ama ne yazık ki o gün yönetim kurulu üyeleri karar defterine hepsi imzasını atmıştır. Aradım, bu çekler karşılığında bu kulübün borcu varsa bu benim taahhüdümdür. Bu kulübün bir kuruş borcunu kimseye ödetmem, kendim öderim. O çekler bugün saat 17’ye kadar buraya gelecek, o çekler buraya gelmezse dernekler masasını teftişe gönderiyorum. Saat 17’de çekleri getirip elden teslim ettiler. Böyle bir yönetim olmaz” diye konuştu.
“Bu Yönetim Anlayışı Kabul Edilemez”
Üç sene boyunca Gümüşhanespor’da başkanlık yapmış bir kimsenin böyle bir davranış içerisinde olmasının kabul edilemez olduğunu söyleyen Akgül, “Her şey resmi olmayabilir, bazı şeyler gayri resmi de harcanabilir. Ama başkan yönetime izah etmelidir. Bu çekteki imza Kaya beyin imzasıdır. İstifa ettiği gün çeke imza atıyor. Bu yönetim bunu ödediği zaman bu yönetime zimmet çıkar. Bir arkadaşımızın para verdiğine ben şahidim ama resmi hesaplarda yok. Nasıl yapacağız, nasıl ödeyeceğiz. Bu paraları ödememiz gerekiyor. Ben bunu kulüp hesabından ödeyemem” şeklinde konuştu.
200 Bin Liralık Çekin Akıbeti
2017-2018 sezonunun ilk yarısında Gümüşhanespor’da forma giydiği 9 maçta 2 gol atan ve devre arasında gittiği AFJET Afyonspor’da şampiyonluk yaşayan Ersel Aslıyürek’in transferi hakkında da bilinmeyenleri anlatan Akgül, “Devre arasında Afyon’a sporcu verdik, gitti Afyon’u şampiyon yaptı. Gümüşhanespor yönetimi 250 bin lira bonservis bedeli istedi. Afyon Belediye Başkanı Cihan Beyi aradı ve ekonomik durumlarının iyi olmadığını söyledi. Ben de 200 bin liradan bu sporcuyu verin dedim. Netice de kulübe bir çek verildi. Bu çek kulüpte bırakılmıyor. Bu çeki Kaya Bey alıp gidiyor. İsmet beye bu parayı ben çekeceğim diyor. Ben, İsmet beye parayı kim çekerse soruşturma yaptırırım, o çek kulübün çekidir dedim. Çek değiştirildi. Başka bir bankanın çekiyle o para çekildi. Bu kulübün 100 bin lirası alındı ama hiç kimse nereye ödendiğini bilmiyor. Yönetimden bilen varsa elini kaldırsın” ifadelerini kullandı.
“Günlük Para Bulma Makinesine Döndük”
Sezon içerisinde adeta günlük para bulma makinesine döndüklerini belirten Akgül, “Biz bu kulübün değer ve ilkelerini ortaya koyamazsak kim bu kulübe başkan, onursal başkan olursa olsun başarı yakalama şansımız yok. Şirket kuruyorsunuz, şirketin ilkeleri, değerler ile olur. Kısa, orta uzun vadeli stratejileri olur. Altay maçı öncesi takımın kaptanı Ziya Hocadan maç primlerini istiyor. Ziya hocaya ne yaptın diye sordum, kovdum dedi, olmaz dedim, takımdan kovacaksın dedim. Bir sporcu Altay maçı öncesi primini düşünüyorsa ya o maçı satmıştır, ya o maçı alacağına inancı yoktur, ya da kulüp yönetimine güvenmiyordur. Neticede Altay maçının sonucunu biliyoruz. Altay maçıyla sadece şampiyonluğu değil, kulüp prestijimizi de kaybettik. Bu kaptan hakkında kulüp gereğini yapmıyorsa boşuna kürek çekmeyelim. Ben 500 bin lira para bulmak zorunda kaldım” dedi.
Ahmet Yıldırım Neden Gitti?
Sezon ortasında gelip ani bir karar sonrası giden Ahmet Yıldırım hakkında da açıklamalarda bulunan Akgül, “Hoca ertesi gün maç olmasına rağmen çekip gitti. Hocayı aradım. Bana, ‘Orada Kayahan ve Metin varken hocaya ihtiyacınız yok. Onlar her şeyi daha iyi biliyor’ dedi. Hoca takımı açıklıyor, biri çıkıyor o yoksa ben de bu takımda oynamam diyor. Ahmet Hoca, çok onurlu davranmış ve o durum karşısında bırakıp gitti” diye konuştu.
Ziya Hoca Gerçeği
Yeni hoca arayışı sırasında sporcuların Ziya hocayı istemediklerini öğrendiğini söyleyen Akgül, “İnadına yapacağımız şey Ziya hocayı takımın başına koymaktı. Futbolcu nasıl hocayı istemez. Onun haddine mi. Neticede anlaşıyoruz ve bir kuruş para talep etmedi. Hoca Konya Selçuklu maçına geliyor. Başkanın hocayı tanıştırması lazım ama başkan tanıştırmaktan kaçıyor. Bu hoca istenmiyor demektir. Ziya Hoca, Kaya beyi İstanbul’dan arıyor, bir arıyor iki arıyor cevap yok. Üçüncü de müsait değilim, müsait olunca kendisine döneceğim mesajı atıyor. Ziya hoca beni aradı, bana açıklama yapma isteğini iletti. Ben kendisine kesinlikle açıklama yapmayacaksın dedim. Daha sonra iletişim kuruyorlar ve Ziya Hoca, sizinle uyum sağlayamayacağız gibime geliyor. Aldığı cevap, siz sağlık nedenlerinizi gerekçe göstererek kabul etmediğinizi açıklayın oluyor. Ziya hocaya bu teklifin yapılması için insanın egosunun çok yüksek olması lazım. Neticede Ziya hoca reddediliyor. Sonunda Güvenç hoca ile anlaşma sağlandı. Ziya hocanın dürüstlüğüne kefil olduğum bir hemşerimdir” şeklinde konuştu.
“İkinci Yarıya Başlama Primi”
Gümüşhanespor’da ikinci yarıya başlangıç primi diye bir pirim verildiğini ifade eden Akgül, “İkinci yarıya başlarken 20 biner lira prim verilmiş. Yok böyle bir şey. Birkaç sporcu arkadaşla görüştüm ancak onlar, böyle bir prim almadık, bir tek Trabzonspor’u elediğimizde 8 biner liralık primimizi 10 ar bin lira olarak aldık dediler. Bu kulüp böyle yönetildi. Geçen bir gazetemiz Ziya hocayı kulüp başkanı olarak manşete taşıdı. Ziya, benim bu olaya sıcak baktığımı da ekledi. Ben bu şehirdeyim. Bana telefon edilip böyle bir düşüncen var mı diye sorulmadı. Ziya hoca aranmadı ve böyle bir haber yapıldı. Haberin peşinden bir haber daha yapıldı. Çok vahim, 2 gündür kimyam bozuk dersem inanın ki doğru. Ben Gümüşhanespor için babam olsa da perva etmem. Babam olsa affetmem. Haberde anlatılan bana bilgi verildiği tamamen yalan. Bu haberin Ziya hoca ile hiçbir alakası yok. Gümüşhanespor bu kentin bütünlüğünü temsil eden kulüptür. Siyasetin de üzerindedir” ifadelerini kullandı.
Kaynak: Gümüşkoza Gazetesi
İmsak | 05:40 | ||
Güneş | 07:08 | ||
Öğle | 12:13 | ||
İkindi | 14:45 | ||
Akşam | 17:08 | ||
Yatsı | 18:31 |