TEMA Gümüşhane'den Açıklama: Sahipsiz Şehir Gümüşhane

TEMA Vakfı Gümüşhane Temsilciliği tarafından Sahipsiz Şehir Gümüşhane başlıklı açıklama yapıldı.

Açıklama şöyle;

Bilindiği üzere TEMA Vakfı  11 Eylül 1992 yılından bu yana Erozyon la mücadele ve doğal varlıklarımızı korunması adına mücadele etmektedir. 

 

Biz TEMA Vakfı Gümüşhane Temsilciliği olarak kurucumuz  ve onursal başkanımız Sayın Hayrettin KARACA' nın başlattığı  bu kutsal mücadele içerisinde olmaktan onur duymaktayız.  Bulunduğumuz her ortamda tek derdimizin Çevremiz, Doğamız ve Toprağımız olduğunu söylemekle beraber bu varlıklarımızın korunması noktasında da faaliyet göstermekteyiz.  TEMA Vakfı olarak başta ülkemiz olmak üzere, dünyamızdaki tüm çevre sorunları ile yakından ilgilenmekte olup bu sorunların çözümü noktasında gündem oluşturmak ve çözüm üretmek adına mücadele vermekteyiz.

TEMA Vakfı Gümüşhane Temsilciliği olarak içinde olduğumuz bu mücadelede ilimizin bütün çevre olayları ile yakından ilgilenmekte ve çözüm noktasında hassasiyet göstermekteyiz. İlimizin Gümüşhane adını almasının sebebi olan ve tarihi anlamda Osmanlı Devleti’nin  parasının basıldığı şehir olması her ne kadar gurur verici görülse de gelinen noktada bu gurur yerini çok büyük çevre sorunlarına bırakmıştır.

Jeolojik olarak özel bir yapısı olan Gümüşhane tarihini bir kenara bırakmış olup bugünlerde vahşi madenciliğin gözdesi haline gelmiştir.  Bu sektör geçtiğimiz 10 yıl içerisinde şehrimizin ekosistemini  olumsuz yönde etkilemekte olup bu etki bu günlerde gözle görülür seviyelere ulaşmıştır.  Mevcut madencilik faaliyetlerinin dışında onlarcası daha planlanmakta olup delik deşik edilen dağlarımızda rezervler aranmaya devam edilmektedir.

06.03.2014 tarihinde yapılan ilimiz Karamustafa köyünde bulunan bir maden şirketine ait ikinci atık barajı Çevresel Etki Değerlendirme Raporu  (ÇED) tanıtımında Karamustafa Köyü ve çevre köylerden gelen insanlar toplantının yapılmasına engel olmakla beraber yetkililere tepkilerini göstermişlerdir.  Karamustafa Köyü sakinleri binlerce ağacın kesilerek atık barajı gövdesine gömüldüğü gerçeğini söylemesi kanımızı dondurmuş olup yine yöre sakinlerinin atık barajı dolduğu sıralarda atıkların dereye deşarj edildiğini ve yer yer baraj gövdesinde meydana gelen göçükler sonucu yine atığın dereye aktığını söylemeleri yapılan vahşetin boyutunun anlaşılmasında kafi olmuştur.  Yöre sakinleri meyve ve sebzelerin çürümesi, hayvan ölümlerinin meydana gelmesinden ötürü duydukları rahatsızlıktan bahsederken madenin çevreye verdiği zarar daha da pekişmiştir.

 

ÇED tanıtım dosyasında bulunan bilgilerin gerçekle örtüşmemesi yapılan yanlışın en önemli kanıtıdır. Dosyada mevcut maden işletmesinde üretimin olmadığından bahsedilmekte fakat yıllardır Siyanürle Altın ayrıştıran Filatasyon tesisleri çalışmakta ve üretim yapmaktadır. Yine dosyada bölgede insan yaşamı ve su kaynaklarının uzaklığı ile ilgili bilgiler mesnetsiz ve gerçeği yansıtmamaktadır.

Mevcut madendeki rahatsızlık bu ölçüde iken maden şirketinin 1.5 km'lik tünelle  bir başka vadiye ikinci bir atık barajının yapılmasını istemesi yeni çevre katliamının fizibilite çalışmasından öte bir şey değildir. Atık barajının yapılması planlanan vadide  562.165 m2 orman arazisi bulunmaktadır. Planlanan atık barajının 400 metre altındaki köylerin içme suyu kaynağı da hiçe sayılmakta olup köylüler tehdit altında bulunmaktadır.

İlimizdeki Altın Madenleri günde tonlarca kimyasal madde kullanmakta ve geleceğimizi ciddi manada tehdit altında tutmaktadır. Bu tehdit o kadar ciddi boyutlara ulaşmıştır ki ilimizin ve bölgemizin en önemli doğal miraslarından biri olan Artabel Tabiat Parkı’nın bulunduğu vadide, Kocadal köyünde bile maden arama faaliyetlerine devam edilmekte olup Artabel Tabiat Parkı tehdit altına sokulmaktadır. Buradan İlimizde yaşayan ve gurbetteki tüm Gümüşhaneli hemşerilerimize sesleniyorum. Gümüşhane çok büyük tehlike altındadır. Dışarıdan bakıldığında İstihdam kaynağı olarak görülen bu sektör, şehrimizin geleceğini bitirmekle beraber insanlarımızın sağlığını da olumsuz yönde etkileyecektir. İnsanları köylerinden eden, insanımızın geçmişini, bu gününü, geleceğini ve en önemlisi sağlığını satın alan bu sektör kirlidir ve ilimizin bu tehlikeden en az zararla kurtulması gerekmektedir.

Uluslararası anlamda kabul görmüş olan AB REACH tüzüğüne aykırı kimyasal kullanımlarının söz konusu olduğu, başka illerden gelen cevherlerin bu şehirde işletilip zehirinin bizim şehrimize akıtıldığı ve endemik türümüz olan “Mastra Çok Gözlüsü Kelebeği”ni yok eden bu sektör ekolojimizin düşmanıdır. Bu sektöre Gümüşhane halkının dur demesi şehrin geleceği  noktasında göstereceği en büyük erdemlik olacaktır.

 

Biz TEMA Vakfı İl Temsilciliği olarak Gümüşhanemizin ekoloji mücadelesini vereceğimizi ve gelecek nesillere yaşanabilir topraklar bırakmak adına bu onurlu mücadelemizi devam ettireceğimizi bildirmek isteriz.

Saygılarımızla....