Gümüşhane'nin Yüzakı Camii Yenilendi

Gümüşhane'nin en önemli tarihi yapılarından olan ve Süleymaniye Camii restrerasyon çalışmaları sayesinde yeni bir kimliğe bürünüyor. Bilindiği gibi bu yenileme çalışmaları Ramazan ayından beri devam ediyor. Hatta sona gelindi diyebiliriz.Mihrabın ve minberin değiştirilmesi en önemli değişikliklerden ikisi.

 

Tarihi levhalar yerine asılacak

Cami kapısına yazdırılan yazıda yapılış tarihi 1520-1566 olarak verilirken, 1899’da ve son olarak 2004 yılından yenilendiği belirtiliyor. Demirbaşa kayıtlı tarihi değere sahip yazma eserlerin henüz yerlerine asılmadığı caminin çatısı da onarımdan geçirildi. Cami önünde kurumuş elma ağacı da kesilirken, ön bölümde bulunan mezarlıklarda ise yıkılmış durumda olan mezarlıklar ve sandukalar kaldırılarak yenileme işlemi yapıldı.

SANDUKANIN KALDIRILMASI TEPKİ GÖRÜMÜŞTÜ
İşlem sonrası 120 yıllık sandukaların kaldırılması ve bahçede bulunan elma ağacının kesilmesi ise bazı vatandaşların eleştirisine neden olmuştu.

Tarihi eserlerin yenilenmiş görüntüleri epey ilgi çekici

3. derece doğal ve kentsel sit alanı olan tarihî Süleymaniye Mahallesi’nde yapılan çalışmalarda birçok tarihi eser yenilenmiş görüntüleri ile dikkat çekerken konu ile ilgili olarak Atatürk Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hüseyin Yurttaş yayınladı makalesinde Caminin günümüze gelinceye kadar geçirdiği onarımlarda orijinal özelliklerinin bir kısmını kaybettiğini ifade etmiştir.

Yurttaş makalesinde ayrıca, Camide bulunan levhalar ile birlikte Mihrap üzerindeki Ayet-i Kerime’ye dikkat çekmiş, hattatının Salih adında bir sanatkâr olduğuna, levhalar ve mezar taşlarının ise kültürümüzün nadide eserleri arasında yer aldığını kaydetmişti.

Doç.Dr. Yurttaş Süleymaniye’nin tarihi güzelliklerini yazmıştı

Doç.Dr. Hüseyin Yurtaş tarafından yazılan Gümüşhane / Süleymaniye Mahallesi (Eski Gümüşhane) Kültür Varlıkları makalesinde Cami ve hemen yanıbaşında bulunan mezar taşları hakkında şu görüşlere yer vermişti.

Cami, Kanuni’nin isteği üzerine yapıldı.

Ulu Cami (Süleymaniye Camii): Cami, Eski Gümüşhane yerleşim merkezinde, Süleymaniye Mahallesinde bulunmaktadır. Cami, türbe, hazire, çeşme ve günümüze ulaşmayan, varlığını kaynaklardan öğrendiğimiz medrese yapısıyla küçük bir külliye konumunda inşa edilmiştir. Üzerinde yapım kitabesi bulunmayan caminin kuruluşu XVI. yüzyıla kadar indirilmektedir. Kanuni Sultan Süleyman yöreden geçerken gümüş madeninin çıkarıldığı bölgede evlerin yapılmasını emretmiş, ayrıca bir caminin yapılmasını da istemiştir.

Onarımlar Caminin orijinalliğini yok etti

Bu istek doğrultusunda yaptırıldığı öngörülen  Süleymaniye Camii, günümüze gelinceye kadar geçirdiği onarımlarda orijinal özelliklerinin bir kısmını kaybetmiştir. Son olarak 2006 yılında gerçekleştirilen onarımda, caminin içi ve son cemaat yeri yenilenmiş, avlusuna tuvaletler ve gasilhane yaptırılmıştır. Eski fotoğraflarda etrafının evlerle kaplı olduğu görülen yapının, yine kiremit çatı ile örtülü olduğu görülmektedir. Kuzey-güney doğrultuda dikdörtgen bir alan üzerine oturan cami iki sırada ikişer ahşap sütunla taşınan derinlemesine üç sahanlı bir plana sahiptir. Caminin batı cephesi yamaca dayandığı için, sadece üst sıra pencerelere yer verilmiştir. Güney cephede üstte üç, altta iki pencere, doğu cephede ise altta ve üstte dörder pencere açılmıştır. Bu pencerelerin ikisi son cemaat yerine aittir. Caminin kare kaideli, silindirik gövdeli, kesme taş minaresi güneydoğu köşesinde, doğu duvarına bitişik yapılmıştır. Yapının kuzeyinde iki kat olarak düzenlenen son cemaat yeri bulunmaktadır. Son cemaat yerinin üst kat dış mahfiline, mekânın dışından başlayan ve batı duvarına içten bitişik merdivenle çıkılmaktadır. Basık yuvarlak kemerIi giriş kesme taş örgülüdür. Girişin üzerinde yer alan ikinci bir kapı ile iç mahfile girilmektedir. Cami düz ahşap tavanla örtülüdür. Mihrap kesme taştır ve kavsarası üç sıra fisto bordürle bezelidir.

Levhalar ve mezar taşları kültürümüzün nadide eserleri

Süleymaniye Camii içerisinde yer alan levhalar, 1868, 1874, 1881 ve 1900 tarihlidir. 1868 ve 1874 tarihli hatların hattatı Muhammed Şefik’tir. Mihrap üzerindeki Ayet-i Kerimenin hattatı ise Salih adında bir sanatkârdır. Levhalar ve mezar taşları kültürümüzün nadide eserleri arasındadır.