banner333

banner309

27.03.2013, 16:17

DOĞRU DÜŞÜNEBİLME…

Doğru düşünebilmenin sonucu başarıdır. Yani doğru düşünebilmek başarıyı getirir. Doğru düşünebilmekte en önemli faktörlerden birisi tecrübedir. Tecrübe kazanabilmek içinde öncelikle zamana ihtiyaç vardır. Ancak ihtiyaç duyulan zamanı da iyi kullanabilmek ve ulaşılmak istenen hedefleri de doğru seçebilmek gerektir. Tecrübe edinirken öncelikle okumayı ve sevgili peygamberimizin işaret ettiği gibi insanlarla istişareyi göz ardı etmemeliyiz. Dolayısıyla tecrübe edinirken zamana dayalı kazanımların dışında (çok) okumak ve insanlarla istişare yapmak eylemlerini yerine getirirken, koyduğunuz hedeflere ulaşmak için yapacağınız çalışma alanlarını geniş bir platformda değerlendirerek olumlu ve olumsuz olabilecek tüm şartları düşünebilme yetisini kendimize kazandırarak rehber edinmeliyiz. Ayrıca da “hayat mektebi” denilen yaşamdan iyi dersler alabilmeliyiz.
 
Ki, insanlar kendilerini başarılı kabul edince dünyaya biraz tozpembe bakarlar. Bazıları ise biraz bakmağı aşıp kendilerini kral gibi görürler. Ve ne acıdır ki, kendilerini dünyevi kutlamalarla kandırırlar. “Padişahım sen çok yaşa” Ne zaman ki başlarını musibet duvarına çarparlar o zaman düşünmeye başlarlar. Tabiî ki düşünmek insan için iyi ve güzel bir haslettir. Düşünebilmek, "İnsanın" daha doğru bir yaşama sahip olma metot ve yöntemlerini keşfetmesine ve daha da olgunlaşmasına sebep olur. Ancak düşünebilme zamanını kaçırmayacak kadar beyini varsa ve veya kaldıysa. Hatalardan ders almak yerine vakitlerini, övünmeye ayıranlar sürekli olmasa da en sonunda başarısız kalmaya mahkûmlardır. Halüsinasyon gibi geçici şaşalı görüntülere saplantılı kalmak insanı doğru düşünebilme yetisinden uzaklaştırır.
 
Hayatı dar ve uzun bir nehir yatağı gibi düşünürseniz eğer, buradan geçerken; dar ve uzun olan nehir yatağında sert kayalara çarpmadan, çarpılmadan geçmek mümkün değildir. Bu çarpılmalar insanları karamsar veya kötü olmaya götürmemelidir. Bu durum karamsarlık değil aksine, gerçekçiliktir. Öyle ki, her çarpılma hayatta yaşanılan bir enstantane gerçeğinin anımsanmasına neden olur. Hayat nehrinin dar ve uzun yatağından geçerken sert kayalara çarpılmalar sonucunda alınan yaralardan dolayı oturup sızlanmak veya ağlamak yerine, denize ulaşabilmişliğin ve hayatta kalabilmişliğin gizemlerini düşünebilmek ve dahi hayatta başarısızlığın olmadığı inancına kavuşabilmekten öte bütün olumsuzluklara karşı verilmiş bir mücadelenin sonlanmasıyla kazanımların hazzı, huzuru ve mutluluğu içinde geleceği yaşamaktan daha güzel ne olabilir?
 
Devam ede gelen hayatımız boyunca, genel olarak ferdiyetçi bir yaklaşım çerçevesi içinde kalarak hedeflerimizi hep kısa vadeli ve basit tutmuşuzdur. (Tabiî ki istisnalar kaideyi bozmadığı müddetçe.) Bunun tabii sonucu olarak ta karşımıza çıkan en ufak bir zorluk karşısında pes etmiş ve hayal kırıklığına uğramışızdır. "Başarılar" veya "Başarısızlıklar" bir günlük tecrübeler değildir. Dolayısıyla insan olarak, hayatın tüm acımasızlığına karşı yinede iyi takip etmek, varılmak istenen hedefin tespitini en iyi, en doğru biçimde yapmak ve sabırlı olabilmenin ötesinde kendimizi düşünce ve beden olarak ta hazırlayabilmeliyiz.
 
Dolayısıyla dünya tarihinin derinliklerine inmeden kendi yakın tarihimize baktığımızda birçok örneğinde görüldüğü gibi kendimizi hiç bir zaman kısa ve basit hedeflere yönlendirmemeliyiz. Ancak görülen o ki dünya tarihin derinliklerini bırakın yakın tarihimizi dahi bilememektedirler. Hal böyle olunca burunlarının uçlarını göremeyenlerin uygulamalarına bakıldığında kısa süre içinde halledilip çözümlenebilecek çok basit işleri, günü kurtarmak adına çok önemli projelermiş gibi sunmalarını esefle izlemekteyiz. Görüldüğü gibi bu basit ve sığ uygulamalar yalnızca toplumsal yaralara yol açmakla kalmadığı gibi, kişisel bazda da hayallerin yıkılmasına ve büyük acılar çekilmesine yol açmak hatta telafisi mümkün olmayan sonuçlara sebep olmaktadır.
 
Son söz olarak; bizler Kırk atlısıyla Çin sarayını basan KÜRŞAT’ların, Anadolu'nun adım adım Türkleşmesini sağlayan Derviş GAZİLER'in… 200 bin kişilik Bizans ordusunu 40 bin askeri ile yenerek Anadolu’nun kapılarını Türk Milletine açan ALPARSLAN'ların… Bir avuç insanla Cihan İmparatorluğunun temellerini atan Osman GAZİ'lerin… Karadan yürüttüğü gemilerle feth edilemez denen İstanbul'u feth ederek çağ kapatıp, çağ açan Fatih Sultan MEHMET'lerin… Ve yok olma noktasına getirilmiş etrafı emperyalist bütün dünya devletleri ile çevrilmişken (Dünya Tarihinde ikinci bir örneği olmayan) Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK'ün önderliğinde imanla birleştirilmiş Türk Milliyetçiliği ruhuyla ve kazma kürekle "KURTULUŞ" savaşını vererek bugün bizim varlık sebebimiz olan Şehit ve Gazi ATALARIMIZ gibi olmazları olduran bir neslin devamı olmanın ötesinde İSLAM gibi yüce bir dinle şereflendirilmiş bir Milletin mensuplarıyız.
 
İşte, böyle bir neslin, böyle bir Millet'in devamı olmanın mensubiyetini taşıyabilmenin şuurunu tekrar kazandığımızda Yüce Allah’ın izniyle önümüzdeki tüm engelleri aşabileceğimizden hiç kimsenin şüphesi olmasın.
 
Son cümle, Sevgili Başkanım Aslan Kılıç Bey’e içten yorumu için çok teşekkür ediyorum. Bu dönem düşünmüyorum. Umarım açıklayıcı olabilmişimdir.
Yorumlar (0)
2
az bulutlu
Namaz Vakti 24 Kasım 2024
İmsak 05:43
Güneş 07:12
Öğle 12:14
İkindi 14:44
Akşam 17:06
Yatsı 18:29