05.01.2012, 09:50
Çocukluğumun Gümüşhane'si
Çocukluğumun güzel yıllarını hiç unutamam. Memleketimin cennet köşelerinden bir tanesi olan Gümüşhane'de doğdum. Köyümüze elektrik daha yeni gelmişti ama yinede bir çok evde löküs veya gaz yağı kullanılırdı aydınlatma ihtiyacı için. Evler taştan duvarlar ile örülmüş şimdiki söylemi ile şömine de yanan ateşin sıcaklığı ile ısınırdık.İbrikte devamlı bir su kaynardı.Ama çay için,ama yemek için ama bulaşık için ama çamaşır için hiç fark etmez.O zamanlar doğalgaz nerde mecburen su kaynardı.Ben o zaman daha çok ısınırdım şimdi doğalgaz ile üşüyorum.Şimdi doğalgaz parası ile düşünürken yaydığı ısı ile üşüyorum.Ziftli demlikle içtiğim tavşan kanı çayın tadını unutamam şimdi ise aldığım çayın ne rengi var ne de tadı.Közün üstünde pişirdiğim patatesleri ve sütlü mısırları afiyetle yerdim şimdi ise Genetiği değişmiş mısır ve patatesleri parayla satın alıp yemeye çalışıyoruz.Giden paramıza mı yansak sağlığımızdan olduğumuza mı bilemedim.Çobancılık yaptım okul yıllarımda Torul’un yüksek dağlarında.Doğayla baş başa hayvanlarımı güderken içtiğim göze sularının tadını unutamam.Koyunlarım ile konuşup keçilerime kızarken gülümserdi gözlerim.Ormanların içinde sadece rüzgarın sesi kulaklarımda çınlarken huzuru bulurdum ben köyümde.
Şimdi İstanbul’da yaşıyorum ve köydeki Halil dayı ile ettiğim sohbetin tadını bulamıyorum.Yeni bir eve taşınmıştım geçtiğim yıl Babam ile Annem apartmandaki komşuları ziyarete gitmişler.Kapıları çalmaya başlamışlar.Merhaba biz yeni komşularınızız tanışmaya geldik demişler.Kimisi kapıyı bile açmamış kendilerini eve zor atmışlar.Nerede kaldı o eski günler dedi babam bana ne yazık.Televizyon yoktu o yıllarda, insanlar akşam olduğunda birbirlerine misafirliğe giderdi.Çaylar demlenir çayın buharında sohbetler uçuşurdu.Nüfus kalabalık toprak azdı.İşlenecek toprak ve alınacak mahsul azdı ama aza tamah vardı.Şimdi nüfus az işlenecek toprak çok ama millet birbirine düşmüş.Kapı komşusu ile konuşmaz olmuş insanlar.Köyümüzün tam ortasında bir cami vardı. Gençler caminin hemen yanındaki ilk okulun bahçesinde toplanır saklambaç gibi birbirinden güzel oyunlar oynarlardı.
Hiç unutmam bir keresinde saklambaç oynarken Rahmetli Tevfik abi eve gidip yatmış uyumuştu da biz 1 saat onu aramıştık. Kışın kar yağdığında top oynamak kadar zevkli bir şey yoktu.Şimdi benim yeğenlerim top oynayacak yer bulamıyorlar apartmanlar arasına sıkışmış İstanbul’da.Özlerim çocukluğumu hep.O yıllar her aklıma geldiğinde gözlerim buğulanır ağlamaklı olurum.Yayla da gece uyumayı severdim.Yağmur hartamaya vurduğunda ninni gibi gelirdi bana. Sabah 5 te kalkardım ama o kadar dinç olurdum ki şimdi öğleye kadar yatsam da o uykuyu alamıyorum.Babaannem bana o meşhur tuvala yemeğini yapardı.Akşamları kızlar bir kelifte toplanır erkeklerde başka bir kelifte toplanır sohbet ederlerdi.Bende ablamla giderdim sohbetlere, radyo açılır Polis radyosundan çalan türkülere istekler adanırdı.Bu şarkıdan sonraki şarkı benim diye sıraya girerdi kızlar. Hele bir yaylaya çıkma merasimi vardı ki resmen tören geçidi gibi.Hayvanlar kelekler ile renkli bezler ile süslenirdi.Rengarenk hayvanlar keleklerinden ve zillerinden gelen melodi ile tıngır mıngır yaylaya yürünürdü.Birde yaylanın çiçeğini alma yarışı vardı.Yaylaya ilk varan yaylanın çiçeğini aldı denirdi ve geç gelenler ile dalga geçilirdi şakalar yapılırdı.Kekler pastalar yaparda genç kızlar bayram havasında geçerdi.
Şimdi yaylalara gitmek 5 dakika sürüyor.Yollar yapıldı arabasına binen soluğu yaylalarda alıyor.Yaylalar beton evler ile dolmuş.Güzelim yeşillikler naylon çöp poşetlerden görünmüyor maalesef. Özetle özledim çoçukluğumu ,özledim memleketimi.Senelik 15 gün iznim var belki, hepsini memlekete gitmeye ayıramıyorum ama yinede her sene gitmeye çalışıyorum.Sizleri de memleketi ziyaret etmeye davet ediyorum.Çoluğumuzu çocuğumuzu alıp çocukluğumuzun geçtiği yerleri gezdirelim ve doğduğumuz yerleri unutturmayalım.
Şimdi İstanbul’da yaşıyorum ve köydeki Halil dayı ile ettiğim sohbetin tadını bulamıyorum.Yeni bir eve taşınmıştım geçtiğim yıl Babam ile Annem apartmandaki komşuları ziyarete gitmişler.Kapıları çalmaya başlamışlar.Merhaba biz yeni komşularınızız tanışmaya geldik demişler.Kimisi kapıyı bile açmamış kendilerini eve zor atmışlar.Nerede kaldı o eski günler dedi babam bana ne yazık.Televizyon yoktu o yıllarda, insanlar akşam olduğunda birbirlerine misafirliğe giderdi.Çaylar demlenir çayın buharında sohbetler uçuşurdu.Nüfus kalabalık toprak azdı.İşlenecek toprak ve alınacak mahsul azdı ama aza tamah vardı.Şimdi nüfus az işlenecek toprak çok ama millet birbirine düşmüş.Kapı komşusu ile konuşmaz olmuş insanlar.Köyümüzün tam ortasında bir cami vardı. Gençler caminin hemen yanındaki ilk okulun bahçesinde toplanır saklambaç gibi birbirinden güzel oyunlar oynarlardı.
Hiç unutmam bir keresinde saklambaç oynarken Rahmetli Tevfik abi eve gidip yatmış uyumuştu da biz 1 saat onu aramıştık. Kışın kar yağdığında top oynamak kadar zevkli bir şey yoktu.Şimdi benim yeğenlerim top oynayacak yer bulamıyorlar apartmanlar arasına sıkışmış İstanbul’da.Özlerim çocukluğumu hep.O yıllar her aklıma geldiğinde gözlerim buğulanır ağlamaklı olurum.Yayla da gece uyumayı severdim.Yağmur hartamaya vurduğunda ninni gibi gelirdi bana. Sabah 5 te kalkardım ama o kadar dinç olurdum ki şimdi öğleye kadar yatsam da o uykuyu alamıyorum.Babaannem bana o meşhur tuvala yemeğini yapardı.Akşamları kızlar bir kelifte toplanır erkeklerde başka bir kelifte toplanır sohbet ederlerdi.Bende ablamla giderdim sohbetlere, radyo açılır Polis radyosundan çalan türkülere istekler adanırdı.Bu şarkıdan sonraki şarkı benim diye sıraya girerdi kızlar. Hele bir yaylaya çıkma merasimi vardı ki resmen tören geçidi gibi.Hayvanlar kelekler ile renkli bezler ile süslenirdi.Rengarenk hayvanlar keleklerinden ve zillerinden gelen melodi ile tıngır mıngır yaylaya yürünürdü.Birde yaylanın çiçeğini alma yarışı vardı.Yaylaya ilk varan yaylanın çiçeğini aldı denirdi ve geç gelenler ile dalga geçilirdi şakalar yapılırdı.Kekler pastalar yaparda genç kızlar bayram havasında geçerdi.
Şimdi yaylalara gitmek 5 dakika sürüyor.Yollar yapıldı arabasına binen soluğu yaylalarda alıyor.Yaylalar beton evler ile dolmuş.Güzelim yeşillikler naylon çöp poşetlerden görünmüyor maalesef. Özetle özledim çoçukluğumu ,özledim memleketimi.Senelik 15 gün iznim var belki, hepsini memlekete gitmeye ayıramıyorum ama yinede her sene gitmeye çalışıyorum.Sizleri de memleketi ziyaret etmeye davet ediyorum.Çoluğumuzu çocuğumuzu alıp çocukluğumuzun geçtiği yerleri gezdirelim ve doğduğumuz yerleri unutturmayalım.
2
az bulutlu
Namaz Vakti
22 Kasım 2024
İmsak | 05:41 | ||
Güneş | 07:09 | ||
Öğle | 12:13 | ||
İkindi | 14:44 | ||
Akşam | 17:07 | ||
Yatsı | 18:30 |
illada memleket..
O zamanlar başka idi benim memleketim.Kapını açtın mı içeri okjijenin rafinerisi girerdi.Geceleride kapı çok ender kilitlenir di, çünki evler bahçelerin içinde, her kez can, dost, hısım, akraba idi..
Şimdi öylemi ya, artık Gümüşhane'li tek, tük.Çoğu Emirler Mezarlığında , BABAM, ANNEM ,NENELERİM, DEDELERİM gibi..
Çirkin donuk yüzlü betonlar sarmış dört bir yanı, nefes alamıyorum gidince..
Bahçeleri sattırıp, o gulyabanilerin dikilmesine neden olanlarla, öldü iseler ahirette, yaşıyorlarsa burda hesabım var.
HAKKIM HARAM OLSUN !!!