banner333

banner309

03.01.2013, 16:10

BÜYÜK ŞEHİR ve BİZ

Sizler sılada bizler gurbet ellerde hasretliğin çilesini çekmeye devam ediyoruz. Hasret duygularımızı körleyip dünya meşgalesi için uğraşmaktan bitap düşen şu fani bedenimizin şifası olan, manevi hasletlerimizi bir gün hatırlayacak olursak, iş işten geçmeden sıla kokusunu öyle içimize çekelim ki fani bedenimizi yakan sılaya hasretin ateşini söndürsün. Öyle ki, naçiz bedenimiz (Yüce Rabbim geçinden versin) toprak olduğunda, o mis sıla kokuları kabrimizden etrafa yayılsın. Dolayısıyla insanın yaratılış gayesindeki diğer insanlara faydalı olma hasleti her iki dünya içinde vuku bulsun. Gurbetteki insanların doğup yaşayamadıkları memleketlerine ve memleketlerinde kalanlara destek olmak, sılada bulunan insanlarında, gurbette yaşayanlara kucak açma zamanıdır. Millet olarak büyük şehir ortamında kaybedilen ve hala kaybetmekte olduğumuz manevi değerlerimiz birey olarak bizleri ta derinlerden vurmaktadır. "Geçmişini kaybeden toplumlar, hafızasını kaybetmiş insan gibidir." Millet olarak büyük şehir yaşamı bize hem geçmişimizi hem de hafızamızı kaybettiren bir konuma gelmiştir. Gelişen teknolojiyi de iyi kullanamayınca yetişen gençlik batının ne kadar kokuşmuşluğu varsa ona özenmektedir. Dolayısıyla ne kadar insanlık dışı; büyüklere saygısızlık, küçüklere sevgisizlik, hırsızlık, terör, gasp, tecavüz, kumar, uyuşturucu ve daha sayamadığımız bir sürü davranışlarda bulunmaktadırlar. Birde buna çarpık şehirleşme biçimi eklenince keşmekeşlik iyice artmaktadır. Bizi bu zamana kadar taşıyan maddi manevi değerlerimizden azda olsa kalanlarına sahip çıkmak ve geliştirmek için köyümüze, ilçemize ve ilimize kısacası memleketlerimize ihtiyacımız var. Çünkü sağlam ve güçlü gelecekler, geleneklerin ve değerlerin oturduğu sağlam ve güçlü temeller üzerine inşa edilebilirler. Burada memleketimizin büyümesini isterken çarpık bir gelişmeden bahsetmiyoruz tabi ki. Yani şuursuz bir çoğunluk olmayı hiçbir zaman tasvip etmeyiz, edemeyiz. Bilinçaltımıza yerleştirilmiş ve bizle hiç alakası olmadığı gibi çokta yanlış olan "nerde çokluk orda bozukluk" düşüncesi ile nereye kadar gidilebilir. Bu yanlış düşüncenin daha ne kadar esiri olabiliriz. Biran önce bu yanlış düşünceden sıyrılıp Atalarımızın, "Birlikten kuvvet doğar" ve "Bir olalım iri olalım, diri olalım" gibi millete güç veren, motive eden yıllarca önce dile getirilen bu sözleri şiar edinelim. Biz burada ne tarih dersi nede birlik ve beraberlik nutku çekeceğiz. Tarihimiz, birlik ve beraberlik içinde olduğumuzda neler yapabildiğimizin örnekleri ile doludur. Okuyan ve düşünen beyne, gören göze tarif gerekmez. Büyük şehirlerden bu kadar yakınmak çok mu doğru? Diye aklınıza bir soru gelebilir. Büyük şehirlerden yakınmıyoruz. Yakındığımız büyük şehir yaşamıdır. Natamam bir altyapıya sahip, çarpık yapılaşma ve değerlerin kaybolduğu bir girdap. Yoksa elbette ki, büyük şehirlerde bizim toprağımız dolayısıyla vatanımızdır. Düzelir mi? Bu kafa ve bu mantıkla devam edersek asla… Bu çarpıklığın yarattığı anaforlarla toplum olarak bir o yana bir bu yana savruluyoruz. Bu savruluşlarda her geçen gün biraz takattan düşüyor gittikçede direncimiz azaltıyor. Direncimizin düşmesi bizleri kendi kabuğumuza çekilerek “bize dokunmayan yılan bin yıl yaşasın” gibi, Türk Milletinin karakterine uymayan, yakışmayan adeta uyuşukluğa mahkum eden deforme bir düşünceye mahkum ediyor. Bizim burada yapmaya çalıştığımız sadece, uyuşukluğa uğramış ve veya uğratılmış olan beyinleri harekete geçirebilmek için, şuur altında kalmış ve deformasyona uğramış olan doğru sözleri tekrarlayarak belleğin uyuşukluktan kurtularak tazelenmesidir. Böylece güzel memleketimize faydalı olabilmek ve gelişen modern dünyada, geleneklerine bağlı, maddi manevi değerlerine sahip, gelişen teknolojinin kullanılmasında dünya hünerlerini kavramış bir şekilde yerini almasını istemekteyiz. Memleketimizin geleceği ile ilgili çalışmalarda yer almak isteyen ancak bir insan olarak nefis mücadelesinde zafiyet içine düşenler olacaktır. Bu insanlarımız kırmadan incitmeden uyarmak her aydınımızın üstüne düşen bir görevdir. Şuurlu hareket edebilirsek birlik ve beraberliği daha kısa bir zaman içinde tamamlamış olmanın mutluluğunu beraberce yaşama şansına erişmiş oluruz. Günümüze kadar memleketimize hizmet verenlerin hepsinden Allah (c.c.) razı olsun. Onlar doğruları ve yanlışları ile gelip gittiler. Bu gün oturup onların yanlış ve doğrularını tartışmak ne kadar yanlış ise memleketimiz için var olan tüm gücüyle çalışmak isteyen değerlerimizin önünü kesmek ve engel olmakta o kadar yanlıştır. Bu engellemeler ve ön kesmeler hizmetin gecikmesine sebep olacağı gibi memleketin gelişmesini de önleyecektir. Kısır çekişmelerden, boş işlerle uğraşmaktan biran evvel kurtulup kendimize çeki düzen vererek el ele gönül gönül'e olup memleketimiz için çalışan insanlarımıza destek verip, modern bir yapıya kavuşmuş, çağın tüm teknolojik gelişmelerini yakalamış ve kendi gelenekleri ile bütünleştirilmiş bir şehirde, güzel günlere aydınlık geleceklere hep birlikte koşalım.
Yorumlar (1)
Metin Yıldırım 12 yıl önce
bir olalım iri ve diri olalım yerine nerde çokluklakonu edilir hale geldi isek her halukarda bu işin içinde bir yerlerde bizlerde varız bunu düzeltmekde bizlere düşer bu yüzden geleneklere ve geçmişe sahip çıkmak çıkacak bir nesile örnek olmak birlik beraberlik adına....ALLAH razı olsun İSA YILMAZ
2
az bulutlu
Namaz Vakti 22 Kasım 2024
İmsak 05:41
Güneş 07:09
Öğle 12:13
İkindi 14:44
Akşam 17:07
Yatsı 18:30