BOLÜNME PLANLARI VE GELİNEN NOKTA

BÖLÜNME  PLANLARI  VE  GELİNEN  NOKTA

Türkiye’nin bölünme planları çok gerilere gidiyor. Adım adım planlama uygulanıyor. Artık her gün beş on şehit toprağa veriliyor. Kürt kökenli vatandaşlarımızın oylarının toplandığı partiler meseleye radikal bir çözüm getiremiyorlar. Kürt vatandaşlarımızın oylarını kaybetmek istemiyorlar. Mesele sürüncemede kalıyor. Ilımlı yanaşır görünmeyen sorunu kökünden çözmek isteyen, Kürt ve Türk halkı artık daha fazla acı çekmemeli, pkk Kürt halkının temsilcisi olamaz görüşünde olan Türk Milliyetçileri ise hak etmediği bir konumda kalıyor.



Doğu ve Güney Doğuda yaşayan halk PKK ya destek vermediği taktirde PKK o bölgede çalışacak alan bulamaz. Hükümet bunları hesap ederek çözüm üretmelidir. Muhalefet bir şey diyor, yönetim erginin başı sende kimsin diyor. Gazeteler karşı görüşte bir şeyler yazıyor, hükümetin başı sizde kimsiniz diyor. Yani ileri demokrasi, 'konuşmayın lan sizlerde kimsinize' dönüşmüş vaziyette. Çevremiz ateş çemberi, analar ağlamasın afişleri her yerde vardı. Yani ampüle oyunu ver analar ağlamasın anlamında. Ama anarşi iyice azdı da azdı. Analar artık kat kat fazla ağlıyor. Şimdi Suriye’de kan gövdeyi götürüyor, müslümanlar çatır çatır öldürülüyor. ABD, İsrail Emperyalistler istiyor ki Türk askeri Suriye’ye girsin ve Müslüman Müslümanı katletsin. PKK içimizde her gün istediği yerde can alıyor. Emperyalistler, siyonistler   durmadan plan üstüne plan yapıyor. Türkiye’nin savaşa sokulması zorlanıyor. İlla Kuzey Irak ve Türkiye’nin Güneyine bir Kürt Devleti kurulsun isteniyor. Sebep ise ortada, bu bölgenin doğalgaz ve petrol rezervlerini rahat sömürebilmek için.

Emperyalistlerin, CİA ve diğer örgütlerin İçine giripte kafaya alamadığı tek camia Türk Milliyetçileridir. PKK onun içindir ki bu camiaya hiç sıcak bakmaz. Sol ABD ye karşıdır, ancak zamanında sol örgütlerde ün yapmış olan E. Kürkçüler bugün BDP milletvekilidirler. Bu gelişmeleri herkes iyi değerlendirmelidir. Geçenlerde oğlu ölen BDP milletvekilinin ağlamaları gündeme damgasını vurmuştu. Ya beyfendi, analar her gün işte böyle yanıyor ve ağlıyor, onlar ağladıkça sizler içten içe sırıtıyordunuz. Allah kimseye, sizlere de evlat acısı vermesin diyoruz. Türkiye’nin Güneyinde Kürt Devleti kurma idealinin sonu gelmeyecek, bu ideal devam ettiği müddetçe analar ağlayacaktır. Bugün planlar ileri düzeyde devam ediyor, geçmişte olduğu gibi.

Mondros Mütareke’siyle savaş sona erince İstanbul’da bulunan Kürt liderler ABD işgal komiseri ile yapılan bir toplantıya katıldılar. Seyyit Abdulkadir, Emin Ali Bedrihan, Prof. Mehmet Şükrü,  ve “kavmiyetçiliğe güya karşı olan!” Saidi Nursi de yer alıyor.
ABD işgal komiserinin karşısına çıkıp yalvar yakar “Kürt milli haklarının sağlanmasına yardımcı olmaları“ ricasında bulunan bu cemiyet üyeleri tarihe “kara bir leke olarak geçmiştir.” Geçmişten günümüze emperyalistlerle birlikte işbirliği yapan hainlerin çalışmaları devam ediyor.
Oysa hiç bir farklılığımız yok, biz ne isek onlarda o değil mi? Bu ülkenin Cumhurbaşkanı dahi Kürt kökenli olmadı mı? Mecliste geç Kürt kökenliliği, PKK canilerine sarılan milletvekilleri yok mu? Oysa bugün bir Kürt Devleti kurulsa İstanbul, İzmir, Ankara, Kocaeli’ndeki Kürt kökenli insanlarımız oraya giderler mi? Hiç sanmıyorum. Onun içindir ki itidalli olup, Kürt kökenli vatandaşlarımız pkk ya karşı tavırlarını ortaya koymalıdırlar. Bu vatandaşlarımız Milliyetçi Hareketten  korkmamalıdırlar. Başbuğ, zamanında bu camianın tavrını ortaya koymuştur. “Ben ne kadar Türk’sem o kadarda Kürt’üm, ne kadar Kürt’sem o kadar da Türk'üm.” anlamına gelen fikriyatını resmen açıklamıştı. Kürt kökenli vatandaşlarımızdanda milliyetçi olanlar var. Geinen bu durumdan elbette memnun olmayanlar var. Hepimiz Peygamber Efendimizin Ümmeti değilmiyiz,  hain olmadıktan sonra hepimiz aynı değilmiyiz? Hepimizin isteği öldüğümüzde Peygamber Efendimize komşu olmak değilmidir?

Öğretmen emeklisi Şırnaklı bir Kürt vatandaşımız şöyle diyor: (Ümit Özdağ-Doğu raporu Sayfa 42)“Sağduyulu olunması lazım. Radikal uçları dinlemek lazım. Gerek BDP de Gerekse MHP de sağduyulu insanlar vardır. Bunlar bir araya gelecekler oturup anlaşacaklar. Ben bunda samimiyim eğer MHP tek başına iktidar olsun işi çözer. Çünkü onlar bizi kabul ediyor. Kürt halkının Türkiye’de yaşadığını, haklarımızın olduğunu, biliyorlar. Bizi tanımayan kim var aslında kürt olan Cemil Çiçek, Beşir Atalay, Abdulkadir Aksu gibiler bizi tanımıyor. Bahçeli ile MHP ile bir sorunumuz yok ki, onlarla kavga etsek herkes bir tarafa çekilir, mesele durulur. Esas Türkiye’yi karıştıranlar bu kendini bilmeyen insanlardır. İki kardeş kavga ederse bundan nemalanmak isteyenler kışkırtıcılık yaparlar.” Diyor Şırnaklı vatandaşımız.

  Gelinen noktada,çevremiz ateş çemberi,  anarşi iyice azdı da azdı. Öyle bir duruma gelindi ki Genel Kurmay Başkanı tutuklu, generaller, kuvvet komutanları tutuklu, 20 yıl ceza alanlar var. En az ceza alan komutanlar 16 yıl ceza aldılar.Elbetteki suçlu olanlar tutuklansın,ancak 300 küsür üst rütbeli ordu mensuplarının hepside suçlu mu? PKK ile dağlarda mücadele eden Engin Alan Paşa 18 yıl ceza alıyor, tutuklu. PKK’lılar özgür, polis müdürünü tokatlayan pkk lı özgür. PKK’lılara sarılan milletvekilleri maaşlarını bu devletten alıyorlar, özgürler. Benim, senin  verdiğimiz  vergilerden maaşlarını alıp çatır çatır yiyorlar, bu millete hainlik yapıyorlar. Bu nasıl vicdan, nasıl iş, nasıl adalet? Anlamak mümkün değil. Bu hükümet on yıldan beri iktidarda, bu gidişat düzelmeliydi, ama öyle olmadı.

Hükümetin artık yapacağı hiçbir şey yok, düşüncesi iyice ağırlık kazanmış durumdadır. Görünen köy kılavuz istemez.Bu ülkede yaşayan herkese hukuk eşit bir biçimde uygulanmalıdır.Adaletsizlikler var,açıkça görünüyor. Ve Hz Ömerin adaletini bekliyoruz. Ömerin adaleti tüm insanlara lazım,bugün onlara ,yarın size,öbürgün hepimize ve tüm insanlığa.

Türk Milleti Bir Bütündür Parçalanamaz!

Saygılarımla
Cevat Nas