BİZDE ÖĞRENCİ OLDUK
Yazıma belki klasik olacak ama “bizde öğrenci olduk zamanında” diye başlamak istiyorum. Hem de Trabzon gibi dar bir coğrafyadan başkentimiz Ankara gibi büyük metropole giderek. İlk öğrenci evimiz Bahçelievler Semti 7. Caddede zemin bir katta hayatıma yön verdiğine inandığım dost gönüllerin milli ve manevi tedrisatından faydalanmakla geçmiştir.
Ki zamanın birinde kapı çaldığında üst kat komşumuz bir bayanın son derece sinirli siluetini kapı dürbününden görünce -acaba arkadaşlarımızdan biri yanlış bir şey mi yapmıştı- diye epeyce tedirgin olmuştum. Bayanın “Yahu bizler çok çirkin miyiz ki bizleri görünce başınızı duvara veya öne eğiyorsunuz” serzenişi sonrası içimden “Rabbim sana sonsuz şükürler olsun” demiştim. Çünkü o evlerde milli ve manevi duygularla dopdolu “Asım’ın Nesli” yetişiyordu.
O evlerde bizler bırakın yanlış yapmayı; namaz kılmayı, Kuran okumayı, gerçek insanlığı, kardeşliği, paylaşmayı ve hemen her güzelliği öğreniyorduk. O imkânları bizlere sunan o alperen yürekli insanlara selam olsun.
Ve bugüne gelelim. Son günlerde gündemden hiç düşmeyen öğrenci evleri meselesine parmak basalım isterseniz. Öncelikle özgürlük, karşındaki insanın özgürlüğünü engellediğin yerde sona erer hesabından meseleye girecek olursak öğrenciler her zaman başımızın tacıdır. Ben şahsen bir eğitimci, Gümüşhane’nin sorunlarına kafa patlatan bir köşe yazarı ve bir öğrenci velisi olarak her zaman öğrencinin yanında olmuşumdur.
Ancak kuru ile yaşı ayırt etmek bizim en asli görevimiz olmalıdır. Neden mi? Şimdi öğrenciye ev veriyorsunuz ve diyorsunuz ki;
“Bak genç kardeşim Gümüşhane mazbut ve maneviyatına bağlı bir şehir. O nedenle evlerinize içki âlemleri yapmasanız, kız arkadaşlarınızı getirmezseniz iyi olur ve bu şartla evi size kiralarım.”
“Eyvallah abiciğim, ne demek” diyen kardeşimiz bir zaman sonra evde kızlı erkekli vur patlasın çal oynasın mukabilinden öyle bir ambiyansa giriyor ki anlatamam. Kapıya koydukları poşetler bira ve viski şişeleri ile dopdolu. Misafir ettiği kızlar gece yatıya kalıyorlar. Yan daire arası duvarı delip kapı açanlara, kafayı çekip erkek arkadaşımı isterim deyip kendini Harşit Çayına atanlara da rastladık bu şehirde. E haliyle küçük bir aile formatı ortamı Gümüşhane’de bunlar en büyük sıkıntı olarak karşımıza geliyor haliyle.
İçkiyi tasvip etmesem de, amacı sadece okumak olan gençlerin o hallerini görmek beni ziyadesiyle üzse de “içen içecek ne çare” diyorum bende. Kimsenin inancı, içkisi, sigarası, arkadaş ortamı bizleri ırgalamaz ancak bunları yaparken beni rahatsız ediyorsan, oturduğum apartmanda huzuru kaçırıyorsan, çocuklarımıza kötü örnek oluyorsan ve çevrene zarar veriyorsan “orada dur kardeşim” deme hakkına sahibim. Tuzu kuru bir Gümüşhaneli bayan hemşerimin sanal alemde “içki içenlerden size ne kardeşim” demesi aslında trajikomik fotoğrafımızın ta kendisidir.
Kusura bakma kardeşim ister bana yobaz de, ister geri kafalı de ne dersen de. Ben de diyorum ki gayen okumaksa, insanlığı öğrenmekse başımın üstüne ayağını bas ve geç ama baba parası ile hırgür yapacaksan, kafayı çekeceksen, insanlığından çıkacaksan ve çocuklarımıza kötü örnek teşkil edeceksen kusura kalma ama seninle hiçbir işimiz olmaz.
İmsak | 05:41 | ||
Güneş | 07:09 | ||
Öğle | 12:13 | ||
İkindi | 14:44 | ||
Akşam | 17:07 | ||
Yatsı | 18:30 |