8 Mart: Bir Günlük Saygı mı, Gerçek Değişim mi?

Takvimler 8 Mart'ı gösterdiğinde, dünya genelinde kadınlar için özel bir gün kutlanıyor. Dünya  Emekçi Kadınlar Günü, kadınların hakları, eşitlik ve adalet için verdiği mücadeleyi simgeliyor. Ancak, bu özel günün anlamı, çoğu zaman yüzeysel bir kutlamadan öteye geçemiyor.

Sosyal medya platformları, 8 Mart'ta adeta bir "kadınlara saygı" yarışına dönüşüyor. Herkes en güzel sözleri, en anlamlı paylaşımları yapma telaşında. Çiçekler, hediyeler, özel indirimler... Sanki bir gün boyunca kadınlara gösterilen bu ilgi, yılın geri kalanında yaşanan eşitsizlikleri, şiddeti ve ayrımcılığı unutturacakmış gibi.

Peki, gerçekte durum böyle mi? 8 Mart'ta kadınlara gösterilen bu "özel ilgi", yılın geri kalanında yaşanan acı gerçeklerle ne kadar örtüşüyor? Kadınlar, her gün fiziksel, psikolojik ve ekonomik şiddete maruz kalırken, iş hayatında, siyasette ve sosyal yaşamda ayrımcılığa uğrarken, bir gün boyunca gösterilen bu yapay saygı ne kadar anlamlı?

Kadınlar, sadece 8 Mart'ta değil, her gün saygı görmeyi, eşit haklara sahip olmayı ve şiddetten uzak bir yaşam sürmeyi hak ediyor. Gerçek değişim, sadece sosyal medya paylaşımlarıyla ya da hediyeleşmeyle değil, zihniyet dönüşümüyle mümkün. Erkeklerin, kadınlara karşı olan önyargılarından arınması, kadınların haklarına saygı duyması ve onlarla eşit bir yaşam paylaşması gerekiyor.

Devletlerin, kadınları şiddetten koruyacak etkili politikalar üretmesi, yasal düzenlemeler yapması ve bunları titizlikle uygulaması şart. Eğitim sisteminin, çocuklara erken yaşlardan itibaren toplumsal cinsiyet eşitliği bilinci aşılaması, kadınların güçlenmesi için kritik önem taşıyor.

8 Mart Dünya Kadınlar Günü, sadece bir kutlama günü değil, aynı zamanda bir farkındalık günü olmalı. Kadınların yaşadığı sorunlara dikkat çekmek, çözüm önerileri sunmak ve toplumsal değişime katkıda bulunmak için bir fırsat olmalı. Unutmayalım ki, gerçek saygı ve eşitlik, sadece bir gün değil, her gün gösterildiğinde anlam kazanır.

Burak Buğra Üzüm